Bazı çocuklar her ortamda her
türlü sesten rahatsızlık duyarlar. Ne sesi olursa olsun, hatta sessizlik bile
onları rahatsız eder, derslerini çalışamaz veya herhangi bir konuşmaya
yoğunlaşamazlar. Aynı sorunu yaşayan genç ya da yetişkin biri de olabilir.
Çocuğa sözel olarak verilen bilgiler, örneğin öğretmenin sınıfta ders anlatması
çocuğun dersini öğrenmesini sağlayamayabilir. Evde de çocuk ders yapmak için
hazırlanıp oturur, kitabını açar ve gözünü kitabın sayfasına yönlendirir. Gözü
sayfadadır ancak düşünceleri, çoktan odanın dışına çıkmıştır. Aynı sayfayı ilk
satıra dönerek 10- 15 kez okur ama sonuç alamaz.
İletişim insanların birbirlerini
bilgilendirmeleri ve birbirlerini anlamaları demektir. İnsanların
düşüncelerini, ihtiyaçlarını ve duygularını aktarmak amacıyla iletişim
kurarlar. Bütün insanlar düşünceleri konuşarak el yüz ve vücut hareketlerine
başvurarak, yazarak iletirler. İnsanların çoğu iletişim kurmak için bu yollara
başvurur. Ancak özellikle sözel iletişimi de konuşmak ve dinlemek en çok
kullanılan yollardandır. İşitme güçlüğü içinde olanlar hem aileleri ile hem de
çevredeki kişilerle iletişim kurmakta zorlanırlar, bu zorlukların giderilmesi
için öncelikle iletişimin temeli olan dinleme becerilerinin geliştirilmesi
gerekir.
Dinleme becerilerini işitme
eğitimi çalışmalarıyla da geliştirebiliriz. Bizler günlük yaşamımızda
çevremizde pek çok ses duyarız. Ancak çoğumuz duyduğumuz bu seslerin tümünün
farkında değiliz. Örneğin komşudaki televizyon sesi, dışarıdaki kamyonun
homurtusu, yan odadaki yazı makinesinin sesi bizi ilgilendirmiyorsa farkına
bile varmayız. Ancak banyodaki musluktan akan su sesi, ocaktaki tencere
tıkırtısı bizi ilgilendirdiği için bu seslere kulaklarımızı tıkayamayız.
İşitme sorunu olan çocuğunuz
böylesi bir seçme şansına sahip değildir. O uzun sürede gelişecek olan dil
gelişimine yardımcı olması için bütün duyularından, işitme kalıntısından
yararlanmak zorundadır.
Biz onda iyi bir dinleme
alışkanlığı geliştirmesine yardımcı olmakla ,işitme duyusundan en fazla yararlanmasını
sağlayabiliriz.
Konuşma bozukluğu olan yani,
yarım, eksik konuşan, kısa sözcük dizimleri ile kendini ifade etmeye çalışan ve
fonolojik (harf) hataları olan çocuklarda Berard Metodu çocuğun konuşma
gelişimini hızlandırır. İşitsel algıyı artırarak, dinleme ve söylenilen
sözcüklerin farkındalığını geliştirir. İşitsel farkındalığı artan çocuk,
söylenenleri daha iyi ayırt edebilecek, işitmeyi dinlemeye döndürecek ve
konuşma terapi programını da aldığı zaman bu sürecin hızlanmasında ciddi,
olumlu faydaları olacaktır. İşitsel ayırt etme ile söylediklerinin veya
söylenenlerin doğru veya yanlış olduğunu daha iyi analiz edebilecektir.
Üç
yaş itibariyle, herkese uygulanabilen Berard Eğitim Metodu, kulağında organik
bir sorun olan, işitme kaybı bulunan ve kulağında metal tüp bulunan kişilere
uygulanmaz.
Berard
Eğitim Metodu süresinde ve 6 ay sonrasına kadar kulaklık ile müzik dinlenemez
Yapılan bilimsel çalışmalar Mozart
müziğinin zihinsel performans ve konsantrasyonu arttırdığını
göstermiştir. Berard Eğitim Metodunda klasik müziğin zihinsel
antrenmanına ek, Mozart etkisinin oluşturulmasına dayanır. Kulağımızın
işitemediği müzik seslerini filtre ederek sağ ve sol kulağa işlenmiş müzik
dalgaları ile iletir.
Konuşmasında akıcılık bozukluğu
bulunan (kekemelik) veya hızlı konuşarak (takifemia) sözcükleri yutan veya
yuvarlayan çocuk veya bireylerde 2-4 aylık süreçler içerisinde konuşmanın
akıcılığını, ritmini düzenlemede etkili bir eğitim metodudur.
Kekemelik konuşmanın çift tekrarlı
duyulması ve uzatma, bloklar veya tekrarlarla konuşmanın akıcılığının bozulması
durumudur.
Berard
İşitsel Algı Eğitim Metodu ile sağ ve sol beyin karışıklığı düzenlenerek sol
beyin çalışması yapılmaktadır. Eğitim Metodunun tamamlanmasından sonra dinleme
ve söyleme farkındalığının arttığı görülmektedir. Devam edilen konuşma terapi
programı ile (solunum-gevşeme, ritm, ses uzatma gibi..) kekemeliğin şiddetinde
azalma yanı sıra konuşma akıcılığında ilerleme kaydedilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder