30 Temmuz 2012 Pazartesi

DEĞİŞİM ZAMANI..

Önemli olan neyi başarmak istediğiniz ve elbet ne kadar başarmak istediğiniz.
Her şeyi her zaman başaramazsınız tabi ki. 
En iyi anne, en iyi iş kadını, en iyi evlad, en iyi öğretmen, olamam.

Başarı bir süreçtir. Ama inanın başarıya ulaşmak kolaydır. Kolay olmayan başarılı olmaya devam etmektir.
Hedefiniz yoksa da koşarsınız. Herkes koşuyordur. Ama nereye ve neden koştuğunuzu bilemezsiniz.  Ah çok yoruldum çok koştum. Ama nereye koştum?
Nereye gittiğini bilmeyen bir kaptana hangi rüzgar yardım eder?
Artık değişim zamanı geldi bence.

Buradasınız demek ki hayatınızda bir şeylerin değişmesini istiyorsunuz.  Değişim dönüşümdür.

 Hayatınızın bir kısmında bir şey değiştiğinde diğer yerlerde de değişim başlamış olur.
Bunun için radikal kararlar almak gerekir.
Radikal karar cesaret gerekir.

Kimler radikal karar alabilirim ben diyebiliyor
Kimler ben cesurumdur diyebiliyor…

Sevgiyle kalın...




27 Temmuz 2012 Cuma

HAYATIN KONTROLÜ


Hayatın kontrolü sizin elinizde olacak. Olmalı. Başka işler sizi yönetmemeli, eğer yönetmelerine izin verirseniz kontrol sizden gider.
Kontrolü almak istiyor musunuz?
Duyamadım.
O zaman önce hedeflerinizi belirleyeceksiniz. Hedef listesi yapacaksınız. Ve bunları önceliklerine göre sıralayacaksınız.
Böylece hiçbir şey yetişmiyordan sıyrılacaksınız.
Başarıya ulaşmada herkesten 1 adım önde başlayacaksınız.
Zamanı planlayacaksınız.
24 saati planlayamazsınız. Ama kendinize şunu sorabilirsiniz.
“ Şu anda yaptığım iş en faydalı iş mi? “
Mesela odanızı dolabınızı yatağınızı toplayacaksınız. Uzun zamandır kullanmadığınız eşyalardan kurtulacaksınız. Onların hayatınızı, dolabınızı, gereksiz işgallerine izin vermeyeceksiniz. Size hiçbir katkıları yok.
Kimbilir belki hayatınızı dolduran ama sizi hiçbir yere taşımayan insanlar var. Belki sıra onları da hayatınızdan çıkarmaya gelecek.
Doğa boşlukları doldurur merak etmeyin. Siz yeter ki gereken yeri açın. Belki hayatınıza girmek için bekleyen yeni insanlar yeni eşyalar çıkacaktır.
Kimbilir denemeden bilemezsiniz değil mi?
Gerçekten başarmak isteyen dener. Yeterince denemeden vazgeçmez. Başarılı olanların geçmişinde bir sürü başarısız deneyim vardır. Biz ona “ TECRÜBE” deriz.

Sevgiyle kalın...


24 Temmuz 2012 Salı

HAYAT ADİL DEĞİL.O ZAMAN..


Hep mazeretlerimiz var.
Bayılıyoruz mazeret üretmeye...  Ailem izin vermedi, arkadaşlarım etkiledi, patron istemedi….
Aranızda mazeret üretmeyen var mı? Ya da mazeret üretilmeyen bir sektör?
Mazereti kim üretmiyordu…
Fatih üretmemişti değil mi? Atatürk üretmemişti

 Yaşam koçluğu yapmaya karar verdiğimde ofis için yer araştırırken bazı insanlar  “ emin misin?” dedi. Kastamonu’da başka yapan yok. Ya iş yapmazsa…  ve tahmin edebileceğiniz bir yığın cümle söylemek istediler…
 ben bir yerde kestim sözlerini …

Hayatı farklı gözlerle gören, bakış açısı farklı olan kazanıyor…

Başarılı mı olmak istiyorsunuz?
Kendinize ait bir hayaliniz var mı?
Hedefe dönüştürdünüz mü?
Hedefe koşuyor musunuz?  
Hedef meydan okur olmalı
Hedef sizi heyecanlandırmalı
Hedefi görmelisiniz, görüntülemelisiniz, görselleştirmelisiniz.
Hedefinize ve gerçekleştireceğinize inanmalısınız
Hedefinizi sık sık tekrar etmelisiniz. Bir şey tekrar edildikçe inanca dönüşür. 
Kendine inanan hedefine de inanır.
İnsan ancak inandığı şeyleri gerçekleştirebilir.
İnsan ancak inandığı şey için mücadele verir.

Çaresizseniz çare sizsiniz.
Adam, elektrik faturasını ödeyemeyince elektrik üretmeye başlamış

Hedefleriniz tombul olmamalı
İnanmalı, odaklanmalısınız
Yeteneklerinizi bileceksiniz
Kaynaklarınızı organize edeceksiniz.
Varlık nedeninizi düşünün
Kişisel olarak yapabileceklerinizin farkında olacaksınız
Ne yapacağınızı bilirseniz ve bunu yeteneklerinizle birleştirirseniz ancak o zaman başarılı olursunuz.


Hayatı siz yönlendireceksiniz. Tabi gideceğiniz yeri biliyorsanız.
Hayat eşit değil. O zaman eşitlemek için elinizden geleni yapacaksınız. Oturup bir kenarda     “ Hayatın size adil olmamasına ağlamayacaksınız.”


20 Temmuz 2012 Cuma

ÖZGÜVEN


Hayallerine sahip çıkacaksın

Her şey hayalle başlar.  Hayaline sahip çıkacaksın. İnsanlar hayallerinizi yok etmeye çalışacaklardır. Ama sen hayalini içinde hissedeceksin… Var etmeye devam edeceksin.

Kimler hayallerine sahip çıktı ? Kimler hayallerinin yok edilmesine izin vermedi?
Mesela Atatürk,  Fatih Sultan Mehmet mesela …. Onlar uyanık oldukları her dakika hayallerini büyüttüler.  Hedefe dönüştürdüler.  Ve başarılı oldular. Başarılı olamayanlarla aralarındaki en önemli fark “ son adımı”  atmış olmaları idi.

Başarısız olan son adımı atamayandır.  Başarısız olan cesaret edemeyendir.
Hayallerinize kavuşmak için başkalarının yapamayacağı işleri yapmayı istemelisiniz. Buna cesaretiniz var mı?

Neyiniz eksik hayallerinize ulaşmak için?
“ Özgüven” “ Kendime güvenmiyorum?”

Başkalarına verdiğiniz sözleri tutuyor musunuz? Peki size verilen sözler tutuluyor mu? Size verdiği sözleri tutmayanlara karşı hangi duyguyu besliyorsunuz? Onlara güveniniz mi kayboluyor?

Peki ya kendinize verdiğiniz sözler? Kendinize verdiğiniz sözleri tutmazsanız  ne oluyor?

Kendinize güvenle ilgili en önemli nokta bu inanın.



HAYATA FARKLI GÖZLE BAKMAK


Etrafta “ Hadi probleme sahip olalım”  diyen bir yığın insan var. Onlar motive olmak için üzgün olmaya ihtiyaç duyan insanlardır. Üzüntülerini severler ve bunu herkesle paylaşmak isterler… üzüntülerini sana, sana, sana anlatmak isterler.  Anlatmaya ihtiyaçları vardır.  Sen dinler ona çözüm bulmaya çalışırsan da sana, sana, sana anlatmaya devam ederler.  Zira onların beyinleri ancak üzgün olunca uyarılmaktadır.
Eğlenceli şeylerle ilgilenmez hatta uzak dururlar. Genelde de çok ağrıları vardır. Ve çoğu kez de çok meşguldürler. Çünkü depresyondadırlar…

İyi olmak için negatif düşüncelerle nasıl mücadele edileceğini bileceksiniz. Düzeltmek için kafa tutacaksın.
Sahip olduğun her düşünceye inanmak zorunda değilsin. Düşünceler yalan söyler.

İnsanların size karşı tavrını değiştirmek sizin elinizde… Ama önce kendinize karşı tavrınızı değiştirin. Bakış açınızı değiştirin…

Hayatı farklı gözlerle gören, bakış açısı farklı olan kazanıyor.


14 Temmuz 2012 Cumartesi

BAŞARI NEDİR?


Merhaba


Babam bir öğretmendi. Bir dönem bir takım nedenlerle görevden ayrıldı ve bir iş yeri açtı ben orda bulunduğum zamanlarda kendimi bir iş yeri sahibi bir iş kadını olarak hayal ederek oyunlar oynardım. Yıllar yıllar hatta yıllarrrr geçti ve ben bir ortaklığa girdim bünyesinde bir dersane ve kolej olan bir şirket kurduk ve ben her iki kurumunda yöneticiliğini yaptım.

Zaman zaman ortaklarımla fikirlerimizin çatıştığı dönemler oldu ama hep dedim ki önemli olan bu koltuk değil bir gün ben tekrar öğretmen olarak başlayabilirim mesele ne iş yaptığın değil,  işi nasıl yaptığın… Sonunda ters düştük ve ben  öğretmen olarak tekrar başladım.

Ortaklıktan ayrıldığım dönemde bir süre mola verdim hayata … Hatta eşimin tabiri ile 5 yaşımdan beri ilk defa ara verdim çalışmaya. Hiçbir şey yapmadım nerdeyse bir süre ve şöyle bir baktım kendime. İnsanın zaman zaman durup hayatına şöyle bir geriden bakıp kendini değerlendirmesinin harika olduğunu fark ettim. Sonra düşündüm ben nasıl bir insanım bugüne  kadar neler yapmışım nelere becerim var  neler başarı haneme eklenmiş, neleri yapmaktan zevk alıyorum ve… en önemlisi ne yapmak istiyorum. İnsanlarla uğraşmak, iletişim, eğitim hayatı, öğrenciler, birilerine bir şey anlatabilmek en hoşlandığım şeylerdi. Eğitim hayatı içinde kaybolup giden öğrenciler, kendini tanımadan üniversite tercih eden ve işini hep mutsuz yapan insanlar ise hassas olduğum konu idi… Ama mutlaka kendime ait bir yer istiyordum. Hepsini bir noktada nasıl buluşturabilirim derken Yaşam koçluğu ile karşılaştım. Araştırma kurs, sertifika derken işte karşınızdayım. Şimdi bir ofisim var. Ve varmak istediği noktaya benimle yürümek isteyen herkesle ofisimi paylaşıyorum... Dinliyorum anlatıyorum ve her daim yeni bir şey öğreniyorum.
Çocukluğumda zaman zaman Ankara’ya giderdik ve o dönemlerde Bahçeli semti hem çok hoşuma gider hem de beni heyecanlandırırdı. Sokaklar ve evler o kadar birbirine benzerdi ki burada insanlar nasıl kaybolmadan yaşar ki derdim. Yıllar geçti ben üniversiteyi Ankara da okudum ve Bahçeli de bir yurtta kaldım ve hiç kaybolmadım.

O dönemlerde Kastamonu’ya gelip giderken yol üzerinde gördüğüm bir bina beni hep çok etkilemişti. Binanın içini ve orda nasıl bir yaşamın olduğunu merak ederdim. Yıllar geçti üniversiteyi bitirip Kastamonu’ya döndüm ve o binada açılan bir dersanede öğretmenlik yaptım.  

Özellikle yöneticilik yaptım dönemlerde pek çok seminere konferansa katıldım ve sunum yapanlara çok özendim.  Neden bende yapmayayım ki dedim. Ve bir sertifika programı sonrası öğrenme stilleri ile ilgili formatörlük aldım ve bunu kurum öğretmenlerimize anlatmakla görevlendirildim. Heyecan verici ve harika bir deneyim oldu… Tabi arkası geldi… hala heyecan verici ve harika buluyorum…

TERCİHLERİMİZ


 Sizin hayalleriniz var mı?
 Sizin yaşam amacınız ne?
Bazen yüksek sesle dile getirdiğiniz bazen sadece kendi kendinize söylediğiniz bir birde çok hayaliniz hep olmuştur ve olacaktır olmalıdır diye düşünüyorum.
 Hadi bir metafor yapalım.  Sizin hayatınız neye benziyor? Siz hayatınızın ne gibi olduğunu düşünüyorsunuz? …  
 Peki hayatınızı bir pastaya benzetsek … Nasıl bir pasta olmasını isterdiniz?

5 Temmuz 2012 Perşembe

ASM BİREYSEL GELİŞİM MERKEZİ


İstek ve ihtiyaçlarınızı biliyor musunuz?
Hangi durumlarda heves ve heyecan duyuyorsunuz?
İnançlarınız ve değerleriniz neler?
Yaşamını yönlendiren kararlarınızın temelinde; inançlarınız ve temel değerleriniz olduğunun farkında mısınız?
İstediklerinizi elde etmeniz için; ya amacı belirleyip peşine düşmeli ya da amacı kendinize çekmelisiniz.

ASM

BİREYSEL GELİŞİM MERKEZİ

KOÇLUK & DANIŞMANLIK & EĞİTİM

HİZMETLERİ


Hepkebirler Mah. Cumhuriyet Cad. No:60 Kat:4 Kastamonu