Neyseki burnum akmıyor diyordum ki bugün çember tamamlandı. Artık mutluluğum göklere ulaşmak üzere...
Dün pazardı. Pazar günleri olağanüstü bir durum olmazsa ya da bitirilmesi gereken bir seans yoksa çalışmıyoruz. Evdeyim. Bir telefon geldi. " Alo" dedim ama muhtemelen sesim karşı tarafa sadece karanlıklardan gelen bir uğultu gibi geldiği için (belki de arayan o olmasına rağmen telefon sapığı bile sanmış olabilir ) telefon direk kapandı. bir kaç dakika sonra tekrar çaldı. Tekrar açtım. Zorladım kendimi ses çıkartabilmek için. Nihayet karşı taraf bana bir şans tanıdı. Ama elbette sesimin tınısından aranmaktan mutlu olduğumu hiççççç hissedemedi. Hele de hafta içinde bir güne randevu verirken "hani gelmesen de iyi olur. Ya da gel de gör gününü " dercesine öyle bir çatlak oluştu ki... Gelecek mi hiç bilemiyorum.
Üstelik de ben telefonu kapatır kapatmaz kızım " Anne ya sen böyle iken ben seninle hiç konuşmak istemezdim. Hele de telefonda." deyince hani bir ihtimal belki karşıya yumuşayarak gidiyordur sesim tarzındaki tüm hayallerim suya düştü...
Şimdi randevu gününü sabırsızlıkla bekliyorum... Geldiğinde cesaretinden dolayı kutlamayı dahi düşünüyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder