24 Mart 2014 Pazartesi

BİRAZ KAHKAHA HEPİMİZE İYİ GELİR.







BİRAZ KAHKAHA HEPİMİZE İYİ GELİR.

SAFRANBOLU YAŞAM ATÖLYESİ “KAHKAHA ZAMANI” DEDİ

“Özellikle şu günlerde bir yandan YGS’ye  girecek öğrenciler ve aileleri bir yandan seçim telaşı ve hatta gerginliği derken biraz gülmek hepimize iyi gelecektir.” diyen Safranbolu Yaşam Atölyesi, Yaşam Koçu ve Kahkaha Terapisti Ayşegül SOYLU MUSLU’yu konuk etti.

Sınav ve Öğrenci Koçluğu, Hızlı Okuma- Anlama, Dikkat Çalışmaları ve Mental Aritmetik ile ilgili çalışmalar yapan Safranbolu Yaşam Atölyesi Kurucusu Evren Özden ÇAVUŞOĞLU özellikle YGS yi beklediğimiz şu günlerde son derece heyecanlı ve gergin bir bekleyiş içinde olan öğrenciler için, en az onlar kadar telaşlı ve stresli olan aileleri için “kahkaha zamanı” dedi ve Kastamonu’da Koçluk& Danışmanlık ve eğitim hizmetleri veren aynı zamanda kahkaha terapisi yapan Ayşegül SOYLU MUSLU ile öğrencilerini bir araya getirdi.

Atölye’de önce motivasyon ile ilgili bir söyleşi yapıldı. Ardından Kahkaha Terapisine geçildi. Ayşegül SOYLU MUSLU, kahkaha terapisine kahkaha atmanın faydalarını anlatarak başladı..Nefes egzersizleri ile başlayan terapi, kahkaha egzersizleri ile devam etti. Sahte olarak başlatılan kahkahalar çok kısa zamanda gerçek kahkahalara dönüştü. Safranbolu Yaşam Atölyesi  neşeli kahkahalara sahne oldu. Kahkaha meditasyonun ardından gevşeme hareketleri ile terapi sonlandırıldı.

Ayşegül Soylu Muslu  “Grup halinde gülmek ekip ruhunu canlandırıyor, insanlar arasındaki ‘biz’ duygusunu geliştiriyor ve grup içindeki üretimi artırıyor. Bu nedenle kahkaha yogası sınav öncesi ve sonrasında öğrenciler ve aileleri için yine toplantılarda, iş ortamında, konferans ve grup çalışmalarında kullanılan bir etkinlik haline geldi.  Hatta kahkaha atmanın iletişim sorunu yaşanan aile bireylerinde de çok faydalı olacağını düşünüyorum.” dedi
Uzun yıllar zihin engelliler sınıf öğretmenliği yapan, yaklaşık  bir yıldır da kurmuş olduğu Safranbolu Yaşam Atölyesi’nde çalışmalarını sürdüren Evren Özden ÇAVUŞOĞLU  “Daha iyi bir  morale sahip olmak, moral depolamak, stres atmak ve pozitif kalmak için mükemmel bir çalışma oldu. Hem  Ayşegül SOYLU MUSLU  hem de tüm katılımcılara teşekkür ediyorum dedi.


HEY UYAN !


Seni aşağılamaya çalışıyorsa seni aşağı çekmek istiyorsa, seni üzmek için çabası çoksa...

Bil ki seni çokk ciddiye alıyordur. Bil ki doğru yoldasın...

Anla ki sen çok güçlüsün, Anla ki senin gücün birilerini rahatsız etmektedir. Anla ki seni bu durumdan çok rahatsızdır.

Değil mi ki insanları kendi haline bırakmak iyidir. O zaman bırak rahatsız kalmaya devam etsin...

Ve fark et ki  aşağı değil tam tersine yukarı çıkmak için nedenlerin oldu demektir.


BEN BU DÜNYAYI DÜZELTEBİLİRİM.


BEN BU DÜNYAYI DÜZELTEBİLİRİM.

20 yıl geçti  sınıfa girdiğim ve öğretmenliğin o tatlı heyacanını ilk hissettiğim günden bu yana … Sonra bir dönem geldi dur dedim kendime. Dur ve bak... Buraya kadar neler yaptın? Nerdesin? Olmak istediğin yer burası mıydı?
 Durdum. Gerçekten tam bir yıl durdum. Hayatımda ilk kez durdum. Eşimin tabiri ile 5,5 yaşımdan beri ilk kez bir şey yapmadım ve durdum. Kendime baktım hayatıma baktım. Yaptıklarıma yapamadıklarıma baktım. Hayatımdaki  eksikliklere baktım. Fazlalıklara baktım. Sonra kalktım. Fazlalıklarımı atmaya başladım; kullanmadığım eşyaları, beni aşağı çeken insanları ...  Hoşçakalın dedim, biraz da sizsiz yürümek istiyorum yolumu dedim. Yüklerimden kurtuldum. Baktım bayağı hafiflemişim. J

Bu günlerin üzerinden yıllar geçti.  Şu anda bir ofisim var ve yaşam koçluğu, eğitim danışmanlığı, işitsel algı eğitimi ve kahkaha terapisi yapıyorum.

 Hem öğretmenlik yaptığım dönemde hem de koçluk ve danışmanlık yaptığım dönemde binlerce kişiyle özellikle de çok fazla kadınla görüşme yaptım… Ve üzülerek gördüm ve hala da görmekteyim ki biz kadınlar içimizdeki cevherin ve gücün pek farkında değiliz… Ve kendimizi pek tanımıyoruz. Belki de bir zaman ayırıp durup kendimize bakmıyoruz.
Görüşmelerimde genel olarak “kendilerine değer verilmediğinden” şikayet ediliyor. Oysa ben şunu biliyorum ki bize değer verilmesi için önce biz kendimize değer vermeliyiz. Kendimizi tanımalı içimizdeki gücün farkında olmalıyız…

Biz kadınlar çok başarılıyız. Sadece evin düzenini sağlamak, aile ilişkilerinde ana nokta olmak, belki evi geçindirmek, çocuk yetiştirmek bile başlı başına önemli ve değerli şeyler değil mi?

Biz kadınlar çok güçlüyüz. ‘Acaba’ mı diyorsunuz? İnanmıyor musunuz? O zaman şöyle sorayım: Aile üyelerimizle ilgili bir durum olsa örneğin devasa bir adamı çocuğunuzu hırpalarken görseniz... Ne yaparsınız? Durup seyir mi edersiniz? Adam da çok iri, baş edemem diye dönüp sırtınızı gider misiniz? Ya da elinizde yeni aldığınız kristal  bardaklar kırılmasın diye onları eve bırakmaya mı gidersiniz….   Yoooo bence hiç birini yapmaz hatta hiç düşünmeden  saldırıya geçersiniz. Kimbilir belki şimdi aklınıza dahi  gelmeyecek şeyler yapabilirsiniz.
Peki  yine soruyorum size. Siz güçlü değil misiniz? Soruyorum size, içinizdeki gücü ortaya çıkarmak için bir sorun mu beklememiz gerekiyor???

Biz bu ülkeyi biz bu dünyayı değiştirebiliriz. Çünkü kadın isterse, gerçekten isterse her şeyi yapar. Biz dünyaya sevgiyi, saygıyı, adaleti yayabiliriz…  Kadınların eli değmeden dünyaya barış, hoşgörü, sevgi gelmez.

Ben bu yazıyı yazarken siz bu yazıyı okurken ülkemizde hatta dünyanın değişik yerlerinde binlerce kadın şiddete uğruyor. Bu çok acı… Ancak bana göre bundan daha da acı olan şiddet uygulayanların da maalesef bir kadın tarafından yetiştirilmiş eğitilmiş - eğitilememiş -olması… Hatta bazen ne yazıktır ki bu şiddete yönlendirenin de bir kadın olması….

O nedenle ben öncelikle bir eğitimci olarak özellikle bu durumun bilincinde olmamız gerektiğini düşünüyorum. Çok daha basit ama çok anlamlı, çok değerli, çok  önemli bir yanımız var bizim. Biz “ ANA”yız . Biz doğurur, biz büyütür, biz eğitiriz önce.

Hadi gelin bu yıl bir devrim yapalım. Hadi gelin bu yıl kadın haklarından bahsetmek, kadınların uğradıkları şiddete üzülmek yerine gücümüzü gösterelim. Biz güçlü olursak zaten bunların yaşanmayacağının önce, biz farkına varalım.  Hadi gelin bu yıl yeni baştan başlayalım.  Bu yıl kendimizi önce kendimizi sonra da çocuklarımızı iyi eğitmeye adayalım...  Zira görüyoruz ki bizim yaptıklarımız onların yapacaklarının göstergesi oluyor…

Hadi gelin bir duralım önce. Bir süre duralım ve kendimize bakalım önce. Sonra kalkalım ve başlayalım gerçek bir ANA olmaya… Eğitilmeye, eğitmeye…

Bunun için önce kendimizden, önce kendi evimizden, önce kendi çocuğumuzdan başlayalım… Çocuklarımıza aklını kullanmasını, sorgulamasını, düşünmesini öğretelim. Hoşgörüyü, saygıyı, sevgiyi, barışı, adaleti, hakkı, hukuku öğretelim….

Bu ülkenin bize çok ihtiyacı var… iyi yönetilmek için, refah için, huzur için, adalet için, barış için…

Daha sağlıklı nesiller yetiştirebilmemiz dileği ile …