30 Ağustos 2013 Cuma

AN' LAR...

Sabah oldu...  hatta öğlen oldu. Yelkovan akşama doğru hızla ilerlemekte.. Akrep ise hep aynı ağır aksak "gitsem mi gitmesem mi "demekte.. O da haklı. Dönüp dolanıp yine aynı yere gelmeyecek mi sonuçta...  Şu yelkovan ne diye koşturup durmakta...

Öğle civarında ofise geldim... hatta bir konuk ağırladım, iki berard seansı yaptım.  Şimdi bir koçluk görüşmesi ardından iki berard seansım var. Arada " sürprizzz " diye gelenlere de kapımız ardına kadar açılmakta... (Ha bu arada çat kapı gelecekseniz illada  "sürpriz "demeniz gerekmemekte... Siz gelin de nasıl gelirseniz gelin. Bizim ofisin alanı dar ama yüreği kocaman durmakta.... )

Bu yazma işi gerçekten çok keyifli olmaya başladı...Bana kalan şu aradaki 27 dakikayı bile bir şeyler yazmak için masamın başında geçirmekteyim.  Asistanım canım ise kitap okumakta. Biz burada bulduğumuz her boş fırsatta birlikte kitap okuyoruz. (öhö öhö ) Asistanım canım benim  bir solukta okumamdan etkilenip "Dostluk Ekmeğini" okuyor bu günlerde... Hatta bazen o kadar kaptırmakta ki kitaptaki karakterlere laf atmak, kızmak, "ya olur mu öyle şey " gibi söylenmek şeklinde eylemleri de oluyor.  Dün bir seans bitiminde kitabın konusu açıldı "Ya hocam bu Mark işi bozacak gibi görünüyor" diye başladı. Ben de tabi " Daha dur sen bak nasıl şaşırtacak seni. Ne oldu kadınla görüştüler mi..? " dedim. Biz  böyle kaptırmış konuşurken o sırada seansı biten öğrencim şaşkın şakın bize baktı. Karakterler o kadar gerçekmiş gibi konuşuyoruz ki  bizi bir diziden bahsediyoruz sanmış... Çok güldük tabi. Kim olsa aynı şeyi düşünürdü öylesine hararetli idi ortam. :)
Ha bu arada şunu da belirteyim ki özellikle son dönemlerde televizyon kültürüm nerdeyse sıfır. Aynı odada bulunduğumuz sırada açık olduğu ve herkes bir şey izlediği için bakarsam bakıyorum. O da en fazla 30 dakika. Hepsi bu yani sezon dizilerinden hiçççççç haberim yok...

Yani adı resmen konulmasa da okuma saatlerimiz var ofiste... Ve çok keyifli olmakta... Sizi de beklerim. "Al kitabını gel ASM'ye"

 Aslında laf buraya gelmişken aramızda kalsın ama asistanım canımla bir çok şey yapmaya bayılıyorum. hani ne derler ondan " her eve lazım". Her zaman duyarlı, düşünceli, saygılı, nazik, hassas...  Siz aklınızdan geçirin, o yapsın. O kadar yani. İnsan daha ne ister. Hele işimiz konusunda paylaşımlarımız... Müthiş gözlemleri, sezgileri var... Ve ben onu gerçekten çok seviyorum. Varlığı çok değerli... :)
Bu da ona ithaf edilmiş bir yazı olsun. Hey asistanım canım iyi ki varsın....:)))



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder